Temel, bir gün oldukça eski model Anadol marka arabası ile otobana girmiş.
Doğal olarak biraz sonra araba arıza yapmış.
Kısa süre sonra yanında bir Ferrari yaklaşıp durmuş.
Arabanın camını açan gençten biri Temel'e seslenmiş:
"Hemşerim, istersen ilk gişelere kadar arabanı çekeyim."
Temel çaresiz, kabul etmiş.
Anadol'u Ferrari'nin arkasına çeki halatı ile bağlamışlar.
Temel arabasının direksiyonuna geçmiş.
Ferrari şoförü aracına binmeden önce Temel'i ikaz etmiş:
"Hemşerim, bende hız yapma hastalığı var. Bazen kendimi kaptırıp aşırı hızlanıyorum. Eğer seni unutur da yine hızlanırsam sen bana selektör yap, ben görüp dururum."
Temel "Tamam." deyince yola çıkmışlar.
Bir süre sonra son hızla giden bir Lamborghini, Ferrari'nin hizasına gelince yavaşlamış.
Aracın penceresini açıp Ferrari şoförüne "Kapışalım mı? Önümüzdeki benzinliğe ilk varanın deposunu ikinci sırada varan doldurur. " demiş.
Ferrari şoförü gülümsemiş ve "Tamam birader, sen istedin. Benzin parasını şimdiden ayarla." diye cevap vermiş.
Bunun üzerine iki araç da tam gaz gitmeye başlamış.
Biraz sonra otoban polisinin önünden geçmişler.
Polis heyecanla telsizini alıp tüm otoban polislerine çağrı yapmış.
"Tüm ekipler, konuşan Aslan 1.
102 numaralı otobanın Üçağaç mevkiindeyim.
Önümden inanılmaz bir hızla üç araç geçti.
Benim arabamla yetişmem mümkün değil.
Araçlar Aksaray istikametine gidiyor.
O bölgedeki ekipler araçları durdurmak için tertip alsın.
Yalnız dikkatli olun.
Araçlarda bir tuhaflık var."
Aksaray bölgesindeki otoban polisi hemen cevap vermiş:
"Aslan 1, konuşan Kaplan 2.
Araçların geliş yönünde biz varız.
Yolu kapatıyoruz.
Araçları tanımlayabilir misiniz?
Ha, bir de tuhaf durum nedir, söyler misiniz? Ona göre tedbir alalım."
Aslan 1 cevap vermiş:
"Araçların hepsi mavi renkte.
Biri Ferrari, diğeri Lamborghini, üçüncüsü ise eski bir Anadol.
Ferrari ile Lsamborgini kapışmış, yarışıyorlar.
Hemen arkalarından giden Anadol, yol verin de geçeyim diye boyuna selektör yapıyor."
"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder