14 Ocak 2024 Pazar

Dikkat edin. Tarla davaları sürpriz şekilde sonuçlanabilir.

 (Bu yazıyı, çok önceden bir gazetede yayınlanmış ve defterime not almışım.)

Avukat Orhan Azizoğlu hukuki bir olayı nakletti.

Olay gerçek.

Bantlardan, tutanaklardan, karar ve zabıtlardan geçilmeyen su günlerde mahkeme salonuna bir keyif penceresi açmaya yardımcı oluyor.

Bir akşam tiyatrodan çıkmış iki erkek arkadaş yolda yürürlerken önlerinde iyi giyinmiş, ve alımlı bir hanımın yürüdüğünü fark ederler.

Erkekler den birisi diğerine dönerek:

"Bu hanımla bir gece geçir meye 500 dolar veririm." der.

Bu sözleri işiten. genç hanım başını çevirir ve "Teklifinizi kabul ediyorum." der.

Teklifi yapan erkekle hanım beraberce genç ve çekici kadının evine gidip hemen yatağın yolunu bulurlar.

Ertesi sabah apartmanı terk ederken, adam kadına 250 dolar verir.

Hanım, pazarlık bakiyesi parayı ister. "Vermezseniz sizi dava ederim." der.

Adam güler.

"Bunu nasıl ve hangi esaslara göre yapacağınızı görmek isterim." der ve apartmanı terk eder.

Ertesi gün mahkemeden gelen celp pusulası adamı şaşırtır.

Hemen avukatına gidip olayı detaylarıyla anlatır.

Avukat, "Bu esaslara istinaden aleyhine bir karar alınabileceğini sanmıyorum. Ancak davanın nasıl sunulup savunulacağını doğrusu pek merak ediyorum" diye düşüncesini söyler.

Dava başlar ve ön soruşturmadan sonra hanımın avukatı mahkemeye dava konusunu aşağıdaki şekilde arz eder:

"Muhterem hakim beyefendi...

Müvekkilim olan bu hanım efendi, itina ile yetiştirilip cimlerle örtülü bahçe niteliğindeki bir gayrimenkule sahip bulunmaktadır.

Bu arazi parçasını belli bir süre için davalı beyefendiye 500 dolar karşılığında kiralamıştır.

Davalı, gayrimenkulü kira amacına uygun olarak yarısını kullanmış ve kira müddeti sonunda tahliye ederken kira bedelinin olan 250 doları ödememiştir.

Kira tutarı yüksek bir bedel değildir.

Kaldı ki, kiralanan yer özel ve yasal bir bölgedir.

Dileğimiz adaletin yerine gelmesi ve davalının müvekkilime anlaşmanın bakiyesi olan meblağı ödemesidir."

Davalının avukatı bu beklenmedik savunma karşısında şaşırmış fakat bir avukat olarak işin enteresanlığından haz duymuş ve hemen daha önce hazırladığı savunmasını kenara koyarak davayı şöyle savunmuş:

"Muhterem hakim beyefendi....Müvekkilim bu genç beyefendinin, bu genç hanımdan sahibi olduğu gayrimenkulü bir süre için kiraladığı doğrudur.

Müvekkilim bu anlaşmadan son derece memnun kalmıştır.

Bununla beraber müvekkilim arazide bir kuyu bulmuş ve pompa yerleştirmiştir.

Bütün bu uğraşların işçilik masraflarını müvekkilim üstlenmiştir.

İnancımıza göre bütün bu arazi geliştirme çalışmaları ödenmeyen meblağı karşılayacağından aleyhimize açılan davanın düşmesini talep ediyoruz."

Genç Hanımın avukatı tekrar söz almış:

"Muhterem hakim beyefendi...

Müvekkilim, davalının beyan ettiği gibi arazi üzerinde bir kuyu bulunduğunu ve gerekli geliştirmeleri yaptığını kabul ediyor ve herhangi bir itirazda da bulunmuyor.

Ancak bahis konusu kuyu zaten arazide mevcut idi ve kuyu olmasaydı davalı muhtemelen bu araziyi kiralamayacaktı.

Ayrıca arazi tahliye edildiğinde davalı söz konusu ettiği taşları, boruyu ve pampayı, sökerek beraberinde götürmüştür.

Bu bakımdan davamızda ısrar ediyor ve vereceğiniz kararın adalete uygun olmasını diliyoruz."

Dava sonunda hakim kararını açıklar: Hanım davayı kazanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder