Sıcak bir yaz gününde uzun süredir yürüyen adam çok susamış.
Etrafa bakmış.
Ne su alacak bir bakkal/market ne de su içecek bir çeşme görememiş.
Bunun üzerine bir evin kapısını çalmış.
Kapıyı gözleri fel fecir okuyan afacan mı afacan bir çocuk açmış.
Adam çocuğa ;" Evladım, çok susadım ama yakınlarda ne bir bakkal ne de bir çeşme var. Rica etsem bana bir bardak su verir misin? diye sormuş.
Çocuk adamı tepeden tırnağa kadar süzmüş.
Bir süre tereddütlü şekilde başını kaşıdıktan sonra "Evet, verebilirim. Ama isterseniz ayran da getirebilirim." demiş.
Adam ayran içebileceğini söylemiş.
Çocuk içeri girmiş.
Bir süre sonra silme ayran dolu bir kase ile dışarı çıkmış ve kaseyi adama vermiş.
Susuzluktan dili kuruyan adam tüm ayranı kana kana içmiş.
Bunu gören çocuk "Amca, istersen bir kase daha getirebilirim." demiş.
Adam teşekkür etmiş ve "Şimdi bütün ayranınızı bitirmeyeyim. Siz de içersiniz." diye cevap vermiş.
Çocuk başını iki yana sallamış.
"Sorun yok amca, biz içmeyeceğiz. Ayran kabının içine fare girmiş. Bu yüzden annem dökecekti zaten." demiş.
Bunu duyan adamın gözleri fal taşı gibi açılmış.
Midesi bulanmaya başlamış.
Kızgınlıkla elindeki kabı yere fırlatmış.
Kap yere çarpınca paramparça olmuş.
Bunu gören çocuk evin içine doğru dönüp bağırmış:
"Anneeee! Kapıdaki adam köpeğimizin su kabını kırdı."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder