Zeugma Antik Kenti yapılan barajın altında kalacak diye bir zamanlar büyük bir tantana çıkmıştı.
O dönemde bir gazeteci antik kenti görmek ve bir haber yapmak için Şanlıurfa'ya gider.
Baraj alanına gelir.
Etrafta bir sürü köylü vardır.
Gazeteci resim çekerken onu izlemektedirler.
Gazeteci resim çekerken onu dikkatle izleyen yaşlı bir köylü dikkatini çeker.
Gazeteci yaşlı köylüye seslenir.
''Bir antik kent yok oluyor. Kötü değil mi amca?''
Köylü gayet sakin cevap verir.
''Yok olmuyor ki....''
Gazeteci şaşırır.
''Peki ne oluyor?'' diye sorar.
Köylü aynı rahat tavırlarla cevap verir.
''Suyun altında kalıyor. Korunur orda...''
Gazeteci daha da şaşırmıştır.
''Suyun üzerinde kalsa ne olurdu ki?'' der.
Köylü cevap verir.
''En az yarısını çalıp tarihi eser kaçakçılarına satarlardı....''
O dönemde bir gazeteci antik kenti görmek ve bir haber yapmak için Şanlıurfa'ya gider.
Baraj alanına gelir.
Etrafta bir sürü köylü vardır.
Gazeteci resim çekerken onu izlemektedirler.
Gazeteci resim çekerken onu dikkatle izleyen yaşlı bir köylü dikkatini çeker.
Gazeteci yaşlı köylüye seslenir.
''Bir antik kent yok oluyor. Kötü değil mi amca?''
Köylü gayet sakin cevap verir.
''Yok olmuyor ki....''
Gazeteci şaşırır.
''Peki ne oluyor?'' diye sorar.
Köylü aynı rahat tavırlarla cevap verir.
''Suyun altında kalıyor. Korunur orda...''
Gazeteci daha da şaşırmıştır.
''Suyun üzerinde kalsa ne olurdu ki?'' der.
Köylü cevap verir.
''En az yarısını çalıp tarihi eser kaçakçılarına satarlardı....''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder