Bin Ali Bey Amerika gezisi sırasında Başkan Donald Trump ile de görüşmüş.
Görüşmede Trump her zamanki görgüsüzlüğü ile atmaya başlamış.
''Sayın Bin Ali...
Biliyorsunuz ki Amerika dünyanın en güçlü devleti.
Bunun nedenini merak etmişsinizdir.
Ben size söyleyeyim.
Çünkü Amerika teknoloji bakımından dünyanın en ileri ülkesi.
Teknolojide o kadar ileriyiz ki mesela 100 yıl önce bile ölmüş olsa ölüyü diriltebiliyoruz.''
Bin Ali bakmış Trump yüksekten atıyor, ondan aşağı mı kalacağım demiş.
Başlamış o da sallamaya.
''Sayın Trump...'' demiş.
''O da bir şey mi.
Biz öyle bir teknoloji geliştirdik ki benim gibi sporlar alakası olmayan bir adamın bile dünya rekorundan daha hızlı koşmasını sağlayabiliyoruz.''
Bu ikilinin palavralarına rağmen yanlarındaki uzmanlar klasik devlet geleneğine göre işleri yürüttüğünden ziyaret önemli bir sorun yaşanmadan sona ermiş.
Fakat bundan bir süre sonra Trump'un Türkiye'yi ziyaret edeceği ortaya çıkınca Bin Ali Bey başlamış düşünmeye....
''Ya Trump bu koşu olayını görmek isterse?''
Danışmanlarıyla, bakanlarla, uzmanlarla ve ilgili veya ilgisiz birçok kişiyle görüşmüş.
Ama bir türlü istediği cevabı bulamamış.
Sonunda mecburen muhalefet partilerinden en çok canını sıkanın yanına gidip bir de ona danışmaya karar vermiş.
Nitekim randevu alıp o kişinin ofisine gitmiş.
Durumu kısaca özetleyip sorununu anlatmış.
Muhalefet pattisi lideri gayet rahat görünüyormuş.
Bin Ali konuşmasını bitirince konuşmaya başlamış.
''Sayın Başbakan, boş yere canınızı sıkıyorsunuz.
Bu işin çözümü çok kolay.'' demiş.
Bin Ali Bey çok şaşırmış.
''Nedir o çözüm?'' diye sormuş.
Muhalefet lideri cevap vermiş.
''Trump gelince sizden bu iddianızı ispatlamanızı isterse siz de önce onu Anıtkabir'e götürüp kendi iddiasını ispatlamasını istersiniz.
Eğer Atatürk'ü diriltemezse sizin de iddianızı göstermenize lüzum kalmaz.
Yok eğer Atatürk'ü diriltirse o zaman da sorun değil.
Siz zaten Atatürk'ü görünce kaçarken dünya rekorunu kırarsınız.''
Görüşmede Trump her zamanki görgüsüzlüğü ile atmaya başlamış.
''Sayın Bin Ali...
Biliyorsunuz ki Amerika dünyanın en güçlü devleti.
Bunun nedenini merak etmişsinizdir.
Ben size söyleyeyim.
Çünkü Amerika teknoloji bakımından dünyanın en ileri ülkesi.
Teknolojide o kadar ileriyiz ki mesela 100 yıl önce bile ölmüş olsa ölüyü diriltebiliyoruz.''
Bin Ali bakmış Trump yüksekten atıyor, ondan aşağı mı kalacağım demiş.
Başlamış o da sallamaya.
''Sayın Trump...'' demiş.
''O da bir şey mi.
Biz öyle bir teknoloji geliştirdik ki benim gibi sporlar alakası olmayan bir adamın bile dünya rekorundan daha hızlı koşmasını sağlayabiliyoruz.''
Bu ikilinin palavralarına rağmen yanlarındaki uzmanlar klasik devlet geleneğine göre işleri yürüttüğünden ziyaret önemli bir sorun yaşanmadan sona ermiş.
Fakat bundan bir süre sonra Trump'un Türkiye'yi ziyaret edeceği ortaya çıkınca Bin Ali Bey başlamış düşünmeye....
''Ya Trump bu koşu olayını görmek isterse?''
Danışmanlarıyla, bakanlarla, uzmanlarla ve ilgili veya ilgisiz birçok kişiyle görüşmüş.
Ama bir türlü istediği cevabı bulamamış.
Sonunda mecburen muhalefet partilerinden en çok canını sıkanın yanına gidip bir de ona danışmaya karar vermiş.
Nitekim randevu alıp o kişinin ofisine gitmiş.
Durumu kısaca özetleyip sorununu anlatmış.
Muhalefet pattisi lideri gayet rahat görünüyormuş.
Bin Ali konuşmasını bitirince konuşmaya başlamış.
''Sayın Başbakan, boş yere canınızı sıkıyorsunuz.
Bu işin çözümü çok kolay.'' demiş.
Bin Ali Bey çok şaşırmış.
''Nedir o çözüm?'' diye sormuş.
Muhalefet lideri cevap vermiş.
''Trump gelince sizden bu iddianızı ispatlamanızı isterse siz de önce onu Anıtkabir'e götürüp kendi iddiasını ispatlamasını istersiniz.
Eğer Atatürk'ü diriltemezse sizin de iddianızı göstermenize lüzum kalmaz.
Yok eğer Atatürk'ü diriltirse o zaman da sorun değil.
Siz zaten Atatürk'ü görünce kaçarken dünya rekorunu kırarsınız.''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder