Sana neresi düştü?

Temel ve Dursun kaçak olarak Amerika'ya gitmişler.
Dil bilmedikleri için ne iş bulursa yapıp hayatta kalmışlar.
Yalnız domuz eti yemekten korktukları için hiç et yememişler.
3-4 ay sonra artık basit bazı şeyleri söylemeyi öğrenmişler.
Uzun süredir et yemedikleri için de ete hasret durumdalarmış.
Bir gün bir lokantaya girip et yemeye karar vermişler.
Mönü'ye bakınca hangi et yemeğinde domuz var hangisinde yok anlayamamışlar.
Köpeğe dog denildiğini öğrendikleri için meönüde Hot Dog olduğunu gören Temel Dursun'a;
''Yahu Dursun. Madem domuz yemek istemiyoruz o zaman köpek eti yiyelim. Bak sıcak köpek eti varmış.'' demiş.
Aylardır burnunda et kokusu ile yaşayan Dursun'a da bu mantıklı gelmiş.
Garson gelince iki Hot Dog söylemişler.
Biraz sonra garson birer tabak içinde sosisli sadeviçleri getirip önlerine koymuş.
Temel gelen şeyin ne olduğunu anlamak için eline alıp incelemeye başlamış. Sandeviç ekmeğinin içini açıp bakınca suratını buruşturmuş ve Dursun'a dönmüş:
''Ula Dursun, bak bakalım sana köpeğin neresini getirmişler?''