Niye korkayım ki?

Temel Amerika'ya göç etmiş. Orada bir Fransız ve bir İngilizle birlikte bir suç çetesi kurmuş. Fakat işledikleri büyük bir suçun ardından üçü de yakalanmış ve yargılandıktan sonra ölüm cezasına çarptırılmışlar.
Hakim yargılama sırasındaki iyi hallerini göz önüne alarak bunlara bir ayrıcalık tanımış ve nasıl ölmek istediklerine kendilerinin karar vermesine izin vermiş.

İngiliz asılması, Fransız elektrikli sandalyeyi, Temel ise iğneyle öldürülmeyi seçmiş. Yalnız iğnenin zehirli değil AİDS mikrobuyla dolu olmasını istemiş.
Hakim de bunu kabul etmiş.
Cezaların infaz günü geldiğinde üçünü de hapishanenin havlusuna çıkarmışlar.
Önce buradaki sehpada İngiliz asılmış.
Ondan sonra Temel ve Fransız'ı içeri alıp elektrikli sandalye odasına götürmüşler.
Burada Temel'in gözleri önünde Fransız'ı asmışlar.
Fakat Temel iki arkadaşı korkunç bir şekilde idam edilmesine ve sıra kendisine gelmiş olmasına rağmen gayet rahatmış.
Fransızın işi bitince bu sefer Temel'i bir sandalyeye oturtmuşlar ve sağ kolundan damarına bir şırınga dolusu AİDS mikrobunu enjekte etmişler.
Fakat Temel gülümseyerek gömleğinin diğer kolunu da sıyırmış ve: ''Hemşire hanım. İsterseniz bir şırınga da bu kolumdan verin.'' demiş.
Hemşire zaten Temel'in şimdiye kadar gayet sakin kalabilmesine şaşırıyormuş. Bir de bunu duyunca dayanamayıp sormuş:
''Temel bey, arkadaşlarınız öldü ve şimdi de size yaptığım iğne sebebiyle bir süre sonra siz de öleceksiniz? Ama siz ikinci iğneyi istiyorsunuz. Siz ölümden hiç korkmuyor musunuz?'' 
Temel cevap vermiş:
''Niye korkayım ki. Ben şu anda prezervatif kullanıyorum.''