4 Kasım 2017 Cumartesi

Doğu illerimizde neden kıtlama şeker kullanılıyor.


Olayın doğruluğunu bilmiyorum. Rahmetli Prof.Yaşar Nuri Öztürk anlatmış. 
Herhalde doğrudur. 
Koskoca profesör elinde belge olmasa anlatmazdı. 
Olay doğu illerimizde ve İran'da neden kıtlama şeker kullanıldığı ile ilgili. 
Oldukça da ibret verici.


Çoğu insan bilir, Doğu Anadolu'nun birçok yerinde çaya şeker katılmaz. 
Bu İran ve Irak kuzeyinde de aynıdır.
Onun yerine daha sert bir şeker olan kıtlama şekeri dilin altına alınır ve çay içildikçe bu şeker eriyerek ağza tat verir.
Muhtemelen bunun nereden çıktığını pek az kimse biliyordur. 
Açıkçası ben de yeni öğrendim.
Bakın bu olay nereden çıkmış.

Eskiden İran'da çaya tatlandırıcı olarak hurma ve üzüm katılıyormuş.
İngilizler İran'a şeker satmaya kalktıklarında bunu başaramamışlar.

Çünkü hem halk bu kurutulmuş meyvelere alıştığı için, hem de çoğu bu meyveleri kendisi ürettiğinden para verip şeker almak istemediği için.
Ha, bir de şeker gavurların getirdiği bir şey olduğu için kullanmanındinen uygun olup olmadığı bilinmediği için.
Şeker satılmayınca İngiliz tüccarlar İranlı Mollalarla irtibat kurmuşlar.
İngilizler Mollalara, halkın şeker kullanması için vereceği fetva karşılığında kazancın % 10'nu
onlara vermeyi teklif etmişler.

Mollalara muhtemel karın ne kadar büyük olacağını da anlatınca tabii ki mollalar kabul edivermişler.
Bunun üzerine cuma namazında hutbe okunurken mollalar şunu söylemişler: 

"Siz Allah'ın nimeti olan hurma ve üzümü nasıl olur da çaya katarsınız! Bundan böyle çaya şeker katacaksınız!" 
Bu hutbeyi dinleyen İran'lılar çaya şeker katmaya başlamışlar. 
Fakat işler yoluna girip te satışlar artınca İngiliz tüccarlar, mollalara verdiği % 10 payı vermemeye başlamışlar.
Bunun üzerine mollalar ikinci bir fetva vermişler:

Yine bir cuma hutbesinde şöyle demişler:
 "Gâvur icadı şekeri çaya katmak caiz değildir "!... 
Bu fetva üzerine İran'lılar evlerindeki şekerleri sokaklara dökmüşler.
Bunu gören İngiliz firmaları mecburen, mollalarla yeniden masaya oturmuş.
Fakat mollalar bu sefer % 20 pay istemişler. 

Eee dinsizin hakkından imanlı (!) gelir(miş).
İngiliz'ler çaresiz bunu kabul etmişler.
Mollalar cuma hutbesinde bu sefer de şöyle konuşmuşlar: 

"Biz size 'çaya şeker katmayın' dedik ama 'sokaklara dökün' demedik, şekeri sokağa dökmeyeceksiniz, şekeri çaya batıracak ve böylece gâvur icadı şekere boy abdesti aldırarak içeceksiniz!"
Tabii ki bu fetva İran halkı tarafından duyulur duyulmaz uygulamaya geçirilmiş.

Bunun üzerine önce şekeri çaya batırıp yalamışlar ve üzerine çay içmişler.
Fakat bu yöntem çok uygulanabilir olmadığı için şekeri çaya batırıp çıkardıktan sonra ağızlarına koymuşlar.
Zamanla bu yöntem yaygınlaşarak kıtlama dediğimiz olay ortaya çıkmış.

Demek ki her duyduğumuz fetvaya, hoca veya molla dedi diye dinin emriymiş gibi uymamak gerekiyor.

Önce hocaya bakmak gerekiyor.
Acaba hoca gerçekten hoca mı?
Sonra da verdiği fetvayı incelemek gerekiyor.
Bu dine mi uygundur, yoksa hocanın veya mollanın çıkarına mı?