4 Kasım 2017 Cumartesi

Allah aşkına söyle, yoksa meraktan çatlayacağım.


Edirne gümrüğünde çalışmaya başlayan bir memur, bir ay kadar sonra kapıdan haftada bir Bulgaristan'a girip çıkan bir adamdan şüphelenmeye başlamış.
Çünkü adam her hafta bir mercedes arabayla ve bagajı tuvalet kağıdı ile dolu bir şekilde Bulgaristan'a gidip bir-iki gün kaldıktan sonra geri dönüyormuş.
Geri dönerken bagajı bu sefer kağıt havlu ile dolu oluyormuş.
 Memur adamdan şüphelendiği için bir gün aracını durdurup iyice aramış.
Bir şey bulamayınca aracın içinin detaylarını gösteren cihazlar kullanmış fakat yine bir şey bulamamış.
Bunun üzerine acaba tuvalet havlusuna erimiş haldeki uyuşturucuyu emdirip sınırdan mı geçiriyor diye havluları tahlile göndermiş.
Ama hiçbir şey bulamamış.
Bunun üzerine adamı bırakmak zorunda kalmış.
Adam da yıllarca aynı şeye devam etmiş.
Gümrük memuru emekli olduktan sonra bir gün Edirne gitmiş ve adamı bulmuş.
''Yahu kardeşim, ben seni yıllarca takip ettim ve ne kaçırdığını anlayamadım. Ama bir şeyler kaçırdığından da eminim. Şimdi emekli oldum. Onun için sana engel olacak değilim. Ama meraktan da öleceğim. Lütfen bana o araba ile ne kaçakçılığı yaptığını söyler misin?''
Adam gülümsemiş.
''Söylerim tabi. Ben de yaşlandım artık. O yüzden artık bu işi yapmıyorum.''
Memur sevinç içinde mırıldanmış.
''Evet, demek ki yanılmamışım. Peki ne kaçakçılığı yapıyordun araba ile.''
Adam gevrek bir kahkaha atmış.
 ''Araba kaçakçılığı yapıyordum tabii ki''