4 Aralık 2016 Pazar

Ben bu işin altından kalkamıyorum.

Bu hikayeyi, bir iş planlarken biraz detaya daldığımızda bir tugay komutanımız anlatmıştı.
Çocuklukları beraber geçmiş çok iyi iki arkadaştan biri çok zengin olmuş, diğeri ise bir türlü iş bulamayan, kendi yaptığı işleri de batıran biri olmuş. Zengin olan diğerinin halini görüp üzülmesine rağmen yardım etmeye cesaret edemiyormuş. Çünkü fakir olan sadece fakir değil fakir ama gururlu biriymiş. Zengin adam ne yapsam da bir şekilde yardım etsem diye düşünürken fakir arkadaşına iş teklif etmeyi ama bunu sanki kendisinin ona ihtiyacı varmış gibi göstererek gururunu okşamanın en uygun çözüm olacağı aklına gelmiş. Zengin olanın çok büyük bir fabrikası varmış. Adam hemen fakir arkadaşını arayarak, bir sorunu olduğunu, en güvendiği arkadaşı o olduğu için bu sorununu çözmek için ona ihtiyacı olduğunu, bu konuyu görüşmek için fabrikasının önünde buluşmak istediğini söylemiş.
Fakir adam kısa süre içinde fabrikanın önüne gelmiş ve endişeyle arkadaşına sormuş:
_Hayrola? Nedir sorun kardeşim?
Zengin adam üzüntülü görünmek için yüzünü buruşturmuş ve cevap vermiş.
-Yahu sorma? Biliyorsun bu benim fabrikayı çok büyüttük. Her gün 1000 kişiden fazla işçi girip çıkıyor. Ama bu kadar kalabalık oldukları için kim işe geliyor, kim gelmiyor bir türlü tespit edemiyoruz. Senden rica etsem her sabah içeri girenleri ve akşam da dışarı çıkanları sayıp bana bildirirmisin. Hem sana bir oda veririz. Bunun için elbette bir ücret te alacaksın. Eh yapacağın iş zor bir iş olduğundan ücretin de hayli yüksek olacak. Eğer sen kabul etmezsen gidip başka birini aramam gerekecek ama senin gibi güvenilir birini bulacağımı sanmıyorum. Ne dersin?
Fakir adam arkadaşının bu sıkıntılı haline çok üzülmüş. Daha fazla üzmemek için hemen cevap vermiş.
-Ne demek kardeşim. Arkadaşlar zor günler içindir. Ben hemen işe başlıyorum. Sen hiç merak etme.
Zengin adam çok teşekkür ederek arkadaşına odasını göstermiş ve oradan ayrılmış.
Fakir adam işe başladıktan sonra bir süre sabah giren akşam çıkan işçileri sayıp patrona bildirmiş. Fakat zamanla bunları kayıt altına almanın uygun olacağını düşünerek büyük bir kayıt defteri almış ve giren çıkan miktarı kaydetmeye başlamış.
Bir süre böyle devam ettikten sonra canı sıkılmış ve işçileri cinsiyetlerine göre ayrı gruplar halinde kaydetmeye başlamış. Derken kaydetme işini yaş gruplarına, renklere, boylarına vb. detaylara ayırarak gruplamaya devam edince bu iş için bir bilgisayar almış. Ancak adam işi her geçen gün daha fazla alt detaylara ayırdıkça artık iş çığırından çıkmış ve hemen patronun odasına gidip kapıyı çalmış.
İçeri girdiğinde zengin adam arkadaşının telaşlı halini görünce merak etmiş.
-Hayrola kardeşim. Bir şey mi oldu?
-Bir şey yok ama sen beni nasıl bir işe bulaştırdın böyle. Bu işin altından tek kişinin kalkması mümkün değil. Benim yanıma en az iki personel daha almazsan ben bu işi yürütemeyeceğim.

Başka bir fıkra okumak için lütfen tıklayınız.

Not: Bu fıkrayı beğendiyseniz facebook, twitter, pinterest ve G+ tuşlarına basarak arkadaşlarınızla paylaşırsanız sevinirim. Teşekkürler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder