Başkan seçilen Trump Beyaz Saraya gider. Hemen CIA, FBI ve Pentagon gibi kurumların yöneticileri ona ilk başkanlık brifingini vermeye gelirler. Brifingleri dinleyen Trump heme konuşmaya başlar.
-Arkadaşlar. Yapmak istediğim ilk icraat köktenci terörle mücadeledir. Onun için ilk önce İŞİD'i yok etmek için hazırlıklara başlayın.
Bunu duyan CIA başkanı hemen müdahale eder.
-Efendim...Yapamayız... Çünkü İŞİD'i biz kurduk. Bize lazım.
Trump şaşırır. Ama sakin olmaya çalışarak cevap verir.
-Onları Demokratlar kurdu. Bizi bağlamaz.
CIA Başkanı:
-Maalesef bağlar efendim. İŞİD'i Ortadoğu'dan ucuz petrol alabilmek için kurduk. Onlar olmazsa alamayız.
Trump biraz düşünür.
-Mantıklı. Tamam o zaman. Biz de Pakistan'a yardımı keselim. İslamcı teröristler hep oradan çıkıyor.
CIA başkanı yine karşı çıkar.
--Efendim, malesef onu da yapamayız. Öyle yaparsak Hindistan Belücistan'ı Pakistan'dan alır, o zaman Keşmir'in bir kısmını da Pakistan'a vermek zorunda kalır. Eğer öyle olursa sonunda mutlaka barış olur. O zaman da Hindistan süper güç, Pakistan da oldukça büyük bir güç olur.
Trump'un, söylediği her şeye itiraz edilmesine canı sıkılmıştır ama bu ilk günde sakin sakin bir emir vermekte kararlıdır.
-Peki, onu da anladım. O zaman bu Afganistan'daki Taliban ve diğer İslamcı örgütleri yok edelim.
CIA başkanı buna da karşı çıkar.
-Efendim, o örgütü de biz 80'lerde Sovyetleri meşgul etsin diye kurduk. Şimdi de Pakistan'ı meşgul ediyorlar. Böylece Pakistan nükleer teknoloji konusunda çalışmalara kaynak ayıramıyor.
Trump iyice sıkılmıştır. Daha makul bir istekte bulunmaya karar verir.
-Tamam. O zaman Ortadoğu'da baskıcı rejimleri ortadan kaldırmak için muhalefete yardım edelim.
Bu sefer CIA başkanı gibi diğerleri de itiraz eder.
-Efendim, o rejimleri zaten biz ayakta tutuyoruz. Bu sayede hem ucuz petrol alıyoruz hem de o ülkelerde askeri üslerimiz var. Eğer o rejimler giderse ve demokrasi gelirse ucuz petrol de üsler de hayal olur.
Trump sinirden kıpkırmızı olmuştur ama emir verecek bri şeyler bulmaya da kararlıdır.
-O zaman İran'a saldıralım.
Yine tüm kurum başkanları hep birlikte itiraz ederler.
-Olmaz efendim... Biz İran sayesinde İsrail ve Suudi Arabistan dahil yöneticileri sünni olan körfez ülkelerini dengeleyip kontrol altında tutuyoruz.
-O zaman Irak'ı tekrar işgal edelim.
CIA başkanı:
-Efendim, zaten Irak'ın üçte biri bizim kontrolümüzdeki İŞİD'in elinde.
Trump:
-Peki niye hepsini ele geçirmelerini sağlamıyoruz.
CIA:
-Efendim, şimdiki Şii hükümet sayesinde İŞİD'i kontrol ediyoruz.
Sohbet bir süre daha böyle devam ettikten sonra nihayet Trump pes eder.
-Tamam kardeşim anladık. Siz her şeyi düşünmüş ve planlarınızı da yapmışsınız. Peki ama ben burada ne iş yapacağım. ABD başkanları ne iş yapar.
Buna da CIA başkanı cevap verir.
-Efendim, ABD başkanları Beyaz Saray'ın keyfini çıkarırlar. Arada sıkılırlarsa hobileriyle ilgilenirler. Hobileri yoksa hobi edinirler veya genç sekreterler ve stajyerlerle oval ofiste veya sarayın başka yerlerinde fantazilerini yaşarlar. Sizde şimdiden buna göre hazırlanın. Beyaz Saray'ın keyfini çıkarın efendim.
Başka bir fıkra okumak için lütfen tıklayınız.
-Arkadaşlar. Yapmak istediğim ilk icraat köktenci terörle mücadeledir. Onun için ilk önce İŞİD'i yok etmek için hazırlıklara başlayın.
Bunu duyan CIA başkanı hemen müdahale eder.
-Efendim...Yapamayız... Çünkü İŞİD'i biz kurduk. Bize lazım.
Trump şaşırır. Ama sakin olmaya çalışarak cevap verir.
-Onları Demokratlar kurdu. Bizi bağlamaz.
CIA Başkanı:
-Maalesef bağlar efendim. İŞİD'i Ortadoğu'dan ucuz petrol alabilmek için kurduk. Onlar olmazsa alamayız.
Trump biraz düşünür.
-Mantıklı. Tamam o zaman. Biz de Pakistan'a yardımı keselim. İslamcı teröristler hep oradan çıkıyor.
CIA başkanı yine karşı çıkar.
--Efendim, malesef onu da yapamayız. Öyle yaparsak Hindistan Belücistan'ı Pakistan'dan alır, o zaman Keşmir'in bir kısmını da Pakistan'a vermek zorunda kalır. Eğer öyle olursa sonunda mutlaka barış olur. O zaman da Hindistan süper güç, Pakistan da oldukça büyük bir güç olur.
Trump'un, söylediği her şeye itiraz edilmesine canı sıkılmıştır ama bu ilk günde sakin sakin bir emir vermekte kararlıdır.
-Peki, onu da anladım. O zaman bu Afganistan'daki Taliban ve diğer İslamcı örgütleri yok edelim.
CIA başkanı buna da karşı çıkar.
-Efendim, o örgütü de biz 80'lerde Sovyetleri meşgul etsin diye kurduk. Şimdi de Pakistan'ı meşgul ediyorlar. Böylece Pakistan nükleer teknoloji konusunda çalışmalara kaynak ayıramıyor.
Trump iyice sıkılmıştır. Daha makul bir istekte bulunmaya karar verir.
-Tamam. O zaman Ortadoğu'da baskıcı rejimleri ortadan kaldırmak için muhalefete yardım edelim.
Bu sefer CIA başkanı gibi diğerleri de itiraz eder.
-Efendim, o rejimleri zaten biz ayakta tutuyoruz. Bu sayede hem ucuz petrol alıyoruz hem de o ülkelerde askeri üslerimiz var. Eğer o rejimler giderse ve demokrasi gelirse ucuz petrol de üsler de hayal olur.
Trump sinirden kıpkırmızı olmuştur ama emir verecek bri şeyler bulmaya da kararlıdır.
-O zaman İran'a saldıralım.
Yine tüm kurum başkanları hep birlikte itiraz ederler.
-Olmaz efendim... Biz İran sayesinde İsrail ve Suudi Arabistan dahil yöneticileri sünni olan körfez ülkelerini dengeleyip kontrol altında tutuyoruz.
-O zaman Irak'ı tekrar işgal edelim.
CIA başkanı:
-Efendim, zaten Irak'ın üçte biri bizim kontrolümüzdeki İŞİD'in elinde.
Trump:
-Peki niye hepsini ele geçirmelerini sağlamıyoruz.
CIA:
-Efendim, şimdiki Şii hükümet sayesinde İŞİD'i kontrol ediyoruz.
Sohbet bir süre daha böyle devam ettikten sonra nihayet Trump pes eder.
-Tamam kardeşim anladık. Siz her şeyi düşünmüş ve planlarınızı da yapmışsınız. Peki ama ben burada ne iş yapacağım. ABD başkanları ne iş yapar.
Buna da CIA başkanı cevap verir.
-Efendim, ABD başkanları Beyaz Saray'ın keyfini çıkarırlar. Arada sıkılırlarsa hobileriyle ilgilenirler. Hobileri yoksa hobi edinirler veya genç sekreterler ve stajyerlerle oval ofiste veya sarayın başka yerlerinde fantazilerini yaşarlar. Sizde şimdiden buna göre hazırlanın. Beyaz Saray'ın keyfini çıkarın efendim.
Başka bir fıkra okumak için lütfen tıklayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder