Köyün birinde dünyanın en yaşlı adamının yaşadığını haber alan televizyoncular, hemen kameraları ve naklen yayın arabaları ile köye gelmiş.
İhtiyar, kahve önünde oturtup karşısına kameraları koymuşlar...
İlk soruyu Reha Muhtar sormuş:
"Bu kadar uzun bir yaşama kim bilir ne güzel anlar sığdırmışsınızdır. Bir güzel anınızı anlatır mısınız?"
"Anlatayım..." demiş, ihtiyar ve başlamış konuşmaya:
"Bir gün ağanın eşeğinin taze sıpası kaybolmuştu.
Gittik köyün delikanlıları sıpayı aramaya...
Sıpayı bulduk dağın arkasında...
Bağlayıp dağdan inmeye başladık.
Serde gençlik var.
Sıpa gözümüze çok güzel göründü...."
Reha Muhtar hemen araya girmiş:
"Aman dede, geç bunu.
Daha güzel bir anın yok mu?" diye sormuş.
"Var" demiş ihtiyar....
"Bir gün muhtarın kızı kayboldu...
Köyün delikanlıları gittik kızı aramaya...
Kızı bulduk dağın arkasında.
Dağdan indirirken serde gençlik var, kız gözümüze çok güzel göründü..."
Reha Muhtar tekrar araya girmiş: "İyi anlarını geç dede." demiş.
"Sen en iyisi bir kötü anını anlat."
Bunun üzerine ihtiyar başlamış anlatmaya...
"Bir gün ben kayboldum.. ..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder