Bir davada tanıklık etmesi için kürsüye yaşlı bir teyzeyi çağırırlar.
Davalının avukatı kadına yaklaşır
"Fatma Hanım, beni tanıyor musunuz?"
Yaşlı teyze cevap vermiş:
Evet, seni çocukluğundan beri tanıyorum. Sen o zamanlar bile ailen için tam bir baş belasıydın. Sürekli yalan söylüyordun. Daha sonra da pek değişmedin. Karını komşunla aldatıyorsun, en yakınım dedigin insanların arkasından konuşuyorsun, iki lira fazla kazanmak için herkesi satıyorsun."
Davalının avukatı başta olmak üzere bütün salon şok olmuş.
Avukat ne yapacağını bilmez bir şekilde kadına tekrar sormuş:
"Peki Fatma Hanım, ya karşı tarafın avukatını tanıyor musun?
Kadın cevap vermiş:
"Elbette tanıyorum. Çocukluğunda ona dadılık yapmıştım. Daha sonra da sık sık görüme imkanım oldu. Kendisi tembel, korkak ve alkolik adamın tekidir. Etrafında bir tek gerçek arkadaşı yoktur ve herkes onun hala geceleri altına kaçırdığını söylüyor."
Bu sözler üzerine bütün salonu bir uğultu kaplamış.
Hakim tokmağıyla kürsüye vurup herkesi susturmuş ve her iki tarafın avukatını kürsüye çagırmış.
Avukatlar kürsüye yanaşınca da sadece onların duyabileceği şekilde fısıldamış:
"Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız, Allah belamı versin ikinizi de harcarım!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder