Ormanlar kralı aslanın bir gün canı çok sıkılmış.
Hemen akıl hocası tilkiyi çağırmış.
''Söyle bakalım tilki, canım çok sıkkın, ne yapalım?'' demiş.
Tilki ellerini ovuşturarak cevap vermiş.
''Onun çaresi çok kolay sayın kralım. Şu karşıdaki patikanın yanında duralım. Karşınıza ilk çıkanı döversiniz, hem eğlenirsiniz hem de spor yapmış olursunuz.''
Aslanın kafasına bu teklif pek yatmamış.
''Peki ama durup dururken hiç adam dövülür mü?'' diye sormuş.
Tilki yine riyakar bir şekilde ellerini ovuşturmuş.
''Efendim, o çok kolay. Niye senin kafanda şapka yok der döversiniz.''
Bunun üzerine aslan bu öneriyi kabul etmiş.
Hemen yakınlardaki patikanın üzerine gidip beklemeye başlamışlar.
Henüz birkaç dakika geçmeden gariban tavşan zıplaya zıplaya onlara doğru yaklaşmış.
Aslan hemen önüne geçmiş.
''Ulan senin niye şapkan yok?'' diye kükredikten sonra başlamış tavşanı dövmeye.
Aslan bu işten çok hoşlanmış.
Ertesi gün tilki ile birlikte yine patikaya gitmiş.
Şans bu ya, eli kolu sargı içinde yine aynı tavşan karşılarına çıkmış.
Aslan gene önünü kesmiş.
''Ulan senin şapkan niye yok?'' deyip başlamış dövmeye.
Üçüncü gün yine patikaya gitmişler.
Yine aynı tavşan uzaktan görünmüş.
Fakat aslan her gün aynı şeyi söylemekten sıkılmış.
''Bak tilki...'' demiş. ''Ben de bunu dövmeye alıştım. Ama her gün niye şapkan yok diye de adam dövülmez. Sen bana başka bir bahane bul.'''
Tilki gülümsemiş.
''O kolay sayın kralım.'' demiş.
''Tavşan'a biraz para verir ve bakkaldan sigara almaya göndeririz. Filtreli sigara alırsa niye filtresiz almadın diye, filtresiz alırsa da niye filtreli almadın diye döversiniz.''
Bu fikir Aslanın hoşuna gitmiş.
O sırada iki gündür aslandan dayak yiyen tavşan çekine çekine onlara doğru yaklaşmış.
Aslan tavşana seslenmiş.
''Korkma tavşan kardeş. Seni dövmeyeceğim. Ama sen şu parayı al da bir zahmet bana bakkaldan bir sigara alıp geliver.''
Tavşan parayı alıp bakkala doğru koşmaya başlamış.
Ama birden bire durmuş ve aslana dönmüş.
''Sayın kralım. Sigara filtreli mi olsun, yoksa filtresiz mi?''
Aslan ne diyeceğini şaşırmış.
Birkaç saniye durakladıktan sonra ileri atılmış.
''Ulan senin şapkan niye yok?'' diye kükreyerek tavşanı dövmeye başlamış.
Kıssa'dan hisse: Aslan tavşanı dövmeyi kafasına koymuşsa tavşan ne yapsa nafile.
Bunu günümüzdeki olaylara da uyarlayabilirsiniz.
Dayak yiyen herkesi suçlu, dayak atanı da haklı zannetmeyin.
Hemen akıl hocası tilkiyi çağırmış.
''Söyle bakalım tilki, canım çok sıkkın, ne yapalım?'' demiş.
Tilki ellerini ovuşturarak cevap vermiş.
''Onun çaresi çok kolay sayın kralım. Şu karşıdaki patikanın yanında duralım. Karşınıza ilk çıkanı döversiniz, hem eğlenirsiniz hem de spor yapmış olursunuz.''
Aslanın kafasına bu teklif pek yatmamış.
''Peki ama durup dururken hiç adam dövülür mü?'' diye sormuş.
Tilki yine riyakar bir şekilde ellerini ovuşturmuş.
''Efendim, o çok kolay. Niye senin kafanda şapka yok der döversiniz.''
Bunun üzerine aslan bu öneriyi kabul etmiş.
Hemen yakınlardaki patikanın üzerine gidip beklemeye başlamışlar.
Henüz birkaç dakika geçmeden gariban tavşan zıplaya zıplaya onlara doğru yaklaşmış.
Aslan hemen önüne geçmiş.
''Ulan senin niye şapkan yok?'' diye kükredikten sonra başlamış tavşanı dövmeye.
Aslan bu işten çok hoşlanmış.
Ertesi gün tilki ile birlikte yine patikaya gitmiş.
Şans bu ya, eli kolu sargı içinde yine aynı tavşan karşılarına çıkmış.
Aslan gene önünü kesmiş.
''Ulan senin şapkan niye yok?'' deyip başlamış dövmeye.
Üçüncü gün yine patikaya gitmişler.
Yine aynı tavşan uzaktan görünmüş.
Fakat aslan her gün aynı şeyi söylemekten sıkılmış.
''Bak tilki...'' demiş. ''Ben de bunu dövmeye alıştım. Ama her gün niye şapkan yok diye de adam dövülmez. Sen bana başka bir bahane bul.'''
Tilki gülümsemiş.
''O kolay sayın kralım.'' demiş.
''Tavşan'a biraz para verir ve bakkaldan sigara almaya göndeririz. Filtreli sigara alırsa niye filtresiz almadın diye, filtresiz alırsa da niye filtreli almadın diye döversiniz.''
Bu fikir Aslanın hoşuna gitmiş.
O sırada iki gündür aslandan dayak yiyen tavşan çekine çekine onlara doğru yaklaşmış.
Aslan tavşana seslenmiş.
''Korkma tavşan kardeş. Seni dövmeyeceğim. Ama sen şu parayı al da bir zahmet bana bakkaldan bir sigara alıp geliver.''
Tavşan parayı alıp bakkala doğru koşmaya başlamış.
Ama birden bire durmuş ve aslana dönmüş.
''Sayın kralım. Sigara filtreli mi olsun, yoksa filtresiz mi?''
Aslan ne diyeceğini şaşırmış.
Birkaç saniye durakladıktan sonra ileri atılmış.
''Ulan senin şapkan niye yok?'' diye kükreyerek tavşanı dövmeye başlamış.
Kıssa'dan hisse: Aslan tavşanı dövmeyi kafasına koymuşsa tavşan ne yapsa nafile.
Bunu günümüzdeki olaylara da uyarlayabilirsiniz.
Dayak yiyen herkesi suçlu, dayak atanı da haklı zannetmeyin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder