Nasrettin Hoca bir gün çeşmenin başında kedisini yıkıyormuş.
Yoldan geçen birisi Hoca'nın kediyi yıkadığını görünce seslenmiş:
''Hocam, kediyi yıkama, yıkarsan kedi ölür.''
Hoca adamı dikkate almamış ve kediyi yıkamaya devam etmiş.
Adam dönüşte Hoca'yı çeşme başında ağlarken görmüş.
''Hocam niye ağlıyorsun?'' diye sormuş.
Hoca üzgün bir şekilde cevap vermiş.
''Kedim öldü, ona ağlıyorum.''
Adam haklı çıkmanın verdiği güvenle azarlar gibi Hoca'ya çıkışmış.
''Yahu Hoca, ben sana kediyi yıkarsan ölür diye söylemedim mi? Niye beni dinlemedin?''
Hoca kafasını kaldırmış ve adama ters ters baktıktan sonra terslemiş:
''Bilir bilmez konuşma kardeşim! Kedi yıkarken ölmedi ki! Sıkarken öldü.''
Yoldan geçen birisi Hoca'nın kediyi yıkadığını görünce seslenmiş:
''Hocam, kediyi yıkama, yıkarsan kedi ölür.''
Hoca adamı dikkate almamış ve kediyi yıkamaya devam etmiş.
Adam dönüşte Hoca'yı çeşme başında ağlarken görmüş.
''Hocam niye ağlıyorsun?'' diye sormuş.
Hoca üzgün bir şekilde cevap vermiş.
''Kedim öldü, ona ağlıyorum.''
Adam haklı çıkmanın verdiği güvenle azarlar gibi Hoca'ya çıkışmış.
''Yahu Hoca, ben sana kediyi yıkarsan ölür diye söylemedim mi? Niye beni dinlemedin?''
Hoca kafasını kaldırmış ve adama ters ters baktıktan sonra terslemiş:
''Bilir bilmez konuşma kardeşim! Kedi yıkarken ölmedi ki! Sıkarken öldü.''