Daha önce Şırnak askeri hastanesinde bir gece kaldığımdan bahsetmiş ve o gece doktorların kendi aralarında anlattıkları bir fıkrayı bu blogta anlatmıştım. Şimdi de, o geceden aklımda kalan bir başka hastahane fıkrasını anlatacağım.
1990'lı yıllarda bir bayan göğüslerindeki ağrı sebebiyle hastahaneye gitmiş.
Doktor kadına üzerini çıkarmasını söylemiş.
Kadın soyununca da bir kitle olup olmadığını anlamak için göğüslerini iyice muayene etmiş.
Bir süre göğüslerini elleriyle sıktıktan sonra kadına teşhis koyan doktor koyduğu teşhisi yazmak için kadına:
''Sevk aldınız mı?'' (O zamanlar hastahaneye gitmek için resmi kurumlarda çalışanlar kendi kurumundan diğer vatandaşlar da sağlık ocağından sevk kağıdı alırlardı. Muayene sonucunda doktor bu sevk kağıdına muayene sonucunu yazardı.) diye sormuş.
Kadın muhtemelen muayene esnasında yaşadığı tedirginlikten sevk kelimesini yanlış anlamış ve yüzü hafifçe kızararak cevap vermiş:
''Eh, birazcık zevk aldım tabi doktor bey.''
1990'lı yıllarda bir bayan göğüslerindeki ağrı sebebiyle hastahaneye gitmiş.
Doktor kadına üzerini çıkarmasını söylemiş.
Kadın soyununca da bir kitle olup olmadığını anlamak için göğüslerini iyice muayene etmiş.
Bir süre göğüslerini elleriyle sıktıktan sonra kadına teşhis koyan doktor koyduğu teşhisi yazmak için kadına:
''Sevk aldınız mı?'' (O zamanlar hastahaneye gitmek için resmi kurumlarda çalışanlar kendi kurumundan diğer vatandaşlar da sağlık ocağından sevk kağıdı alırlardı. Muayene sonucunda doktor bu sevk kağıdına muayene sonucunu yazardı.) diye sormuş.
Kadın muhtemelen muayene esnasında yaşadığı tedirginlikten sevk kelimesini yanlış anlamış ve yüzü hafifçe kızararak cevap vermiş:
''Eh, birazcık zevk aldım tabi doktor bey.''