8 Mayıs 2024 Çarşamba

Sicilin temiz kalması neden önemli?

 Trafik polisleri, bir aracı durdurunca köylünün aracın arka koltuğuna sıpasını bindirdiğini görmüşler.

Dalga geçmek için emniyet kemeri takmadıklarından ceza yazacaklarını söylemişler.

"Amca cezayı sana yazarsak 10 TL, sıpaya yazarsak 5 TL." demişler ve "Kime yazalım?" diye sormuşlar.

Köylü "Bana yazın." diye cevap vermiş.

Polisler şaşırmışlar.

"Amca sıpaya yazarsak daha ucuz olur. Niye kendine yazdırıyorsun?" diye sormuşlar.

Köylü cevap vermiş: " Bana yazın, onun sicili temiz kalsın, büyüyüp de eşek olduğunda trafik polisi olacak."

Sıpa büyüyünce ne olacak?

 Nevşehir'de bir ilçeye kaymakam atanmış.

Kaymakam yanına bir polis alıp, köylülerle tanışmak üzere köy köy dolaşmaya başlamış.

Köyün birinde, yolda kucağında yeni doğan eşek sıpasıyla giden bir köylüyü görmüş..

Kaymakam polise dönerek 'köylüye biraz sataşayım' demiş.

Polis kaymakamı uyarmış.

'Bunlar lafta altta kalmazlar, dikkat edin' dese de, Kaymakam 'bir şey olmaz, ben yıllarca mektep okudum. Cahil bir köylü mü beni lafta yenecek' demiş. Arabayı durdurup köylüye yanaşmışlar. Kaymakam selam verip, 'hemşerim, kucağına yavrunu da almışsın nereye böyle' demiş. Köylü, bir kaymakama, bir de polise; "Sıpayı mektebe yazdırmaya gidiyorum efendim, okursa kaymakam, okumazsa polis olsun" demiş..

6 Mayıs 2024 Pazartesi

Bir insanı neden akıl hastanesine yatırırlar?

 

Adamın biri arabasıyla akıl hastanesinin önünden geçerken, lastiği patlar.

Lastiği değiştirmek için bagajdan yedek lastiği çıkarır ve bijonları söker.

Tam lastiği takarken ayağı çarpar ve bijonların dördü de mazgalların içine düşer.

Epey uğraşır fakat mazgal açılacak gibi değildir.

Adam ne yapacağını düşünürken olayın başından beri kendisini hastanenin penceresinden izleyen delinin biri “Ne düşünüyorsun? Diğer lastiklerden birer tane bijon sök. Hepsi 3 bijon olsun, seni lastikçiye kadar götürür.” Der.

Adam delinin dediklerini yapar ve deliye dönüp:

Birader, benim aklıma gelmeyen senin aklına geldi. Belli ki çok akıllısın Peki senin ne işin var burada?” diye sorar.

Deli cevap verir:

“Sen akıl hastanesi olayını anlayamamışsın birader. Biz burada delilikten yatıyoruz, salaklık tan değil.”

Bir tarikata girebilmek için uyulması gereken kurallar.

 

Temel bir tarikata girmek istemiş.

Onu şeyhin karşısına çıkarmışlar.

Şeyh Temel’e “Olur, ama 3 hafta karınla yapmayacaksın.” demiş.

Aradan 3 hafta geçmiş ve Temel tekrar şeyin önüne gelmiş.

Şeyh sormuş:

“Temel tamam mı? Sabredebildin mi?”

Temel cevap vermiş:

“Valla ilk hafta hiç problem yoktu. İkinci hafta sabrım çok zorlandı ama dayandım. Üçüncü hafta benim karı üst raflardan bir paket almaya çalışıyordu. Hatunun bacakları gözükünce içim gitti. Daha sonra paketler yere düştü. Benim karı da paketleri almak için eğilince dayanamadım.”

Şey; “Ah! Olmadı şimdi. Biz seni tarikata alamayız.” Demiş.

Bunun üzerine Temel cevap vermiş:

“Şeyh Efendi, siktir et tarikatı…. Bizi artık Migros’a da almıyorlar.”

Temel neden su içmemiş?

 

Temel İstanbul’a gider.

Dursun’a misafir olur.

Dursun iki hanımıyla tek odalı evde yaşamaktadır.

Temel her ne kadar kalmak istemese de ısrarlara dayanamaz ve buzdolabının hemen yanına serilen yer yatağına yatar.

Biraz sonra Dursun’un birinci hanımı “Canım çok istiyor.” Der.

Dursun; “Dur hanım. Temel uyumuyorsa görür. Ayıp olur.” der.

Ancak kadın dinlemez ve ısrar eder.

Bunun üzerine Dursun “Kalkıp dolabın kapısını aç da ışık Temel’in yüzüne vursun. Bakalım uyuyor mu?” der.

Hanım dolabı açar temelin yüzüne dolabının ışığı vurur ve gözlerinin kapalı olduğunu görürler.

Bunun üzerine birlikte olurlar.

Dursun tam uyuyacakken bu sefer ikinci hanım da ister.

Dursun ona da “Git dolabı aç, bakalım temel uyuyor mu?” der.

Aynı şekilde dolap açılır, ışık temele vurur, gözlerinin kapalı olduğu görünür ve işi bitirirler.

Sabah olur, uyanırlar.

Dursun Temel’e sorar:

 “Nasıl, rahat uyuyabildin mi?”

Temel “Uyudum uyumasını ama çok susadım.” der.

Dursun şaşırır.

“Dolabın yanımdaydın, dolapta su vardı, açıp alsaydın ya.” Diye çıkışır.

Temel cevap verir:

“Aklıma geldi ama baktım dolabı her açanı götürüyorsun, korktum, dolabı açmaya cesaret edemedim.”

Genel Müdür kimi işten kovar?

 Bir fabrikanın Genel Müdürü ani bir ziyaretle üretim kısmında çalışan personeli teftiş etmeye karar verir.

Fabrika içerisinde dolaşırken tembel tembel oturan genç bir eleman görür ve çok sinirlenir.

Müdür gence “Haftalık ücretin ne kadar senin?” diye sorar.

Genç “5.000 TL efendim.” Diye cevap verir.

Müdür cüzdanını çıkarır, gence 5.000 TL uzatır ve “İşte haftalığın, şimdi git ve bir daha buraya gelme!” diyerek elemanı kapı dışarı eder.

Eleman neye uğradığını şaşırır ama ses çıkarmadan parayı alır ve gider.

Bunun üzerine müdür yardımcısını çağırır.

“Bu tembel adam ne zamandır burada çalışıyor?” diye sorar.

Yardımcısı “O burada çalışmıyor ki müdürüm. Yemek siparişlerini getirmişti. Lokantada çalışıyor.”

Türkiye'de Amerika'dan mühendis ne zaman getirilir?

 Kastamonu’da yol çalışması yapılıyormuş.

Köylüler eşeğin birini salıp geçtiği yerden yolu geçiriyorlarmış.

O sırada oradan geçmekte olan Amerikalı bir mühendis bunu görmüş.

Ne yaptıklarını merak etmiş.

Gitmiş yanlarına.

“Merhaba dayı, ne yapıyorsunuz?” demiş.

Köylü; “yol yapıyoruz” diye cevap vermiş.

“Eee? Bu eşek ne?” diye sormuş Amerikalı.

Köylü genel prosedürü şöyle bir anlatmış ve eşeğin yolun nereden geçeceğine karar verdiğini söylemiş.

Amerikalı mühendis yerlere yatmış gülmekten.

“Böyle şey mi olur?” diye alay etmiş.

Biraz sakinleşen Amerikalı tekrar sormuş:

“Eşek yolu bulamayınca ne yapıyorsunuz?”

Köylü gülümseyerek cevap vermiş:

“O zaman Amerika’dan mühendis getiriyoruz.”