16 Kasım 2016 Çarşamba

Sus Hasan sus.

Uzun süredir işsiz olan Hasan sonunda hayvanat bahçesinde bir iş bulmuş. Yeni işi hiç beklenmedik şekilde ölen gorilin postunu giyerek yeni bir goril gelene kadar gorilmiş gibi kafeste durmakmış.

Hasan, kafese girmiş ve sabah ilk ziyaretçiler gelmeye başlayınca sanki gorilmiş gibi bir o yana bir bu yana dolaşıp elini kolunu oynatmaya başlamış.

Bir süre goril rolü yapan Hasan bir müddet sonra ziyaretçiler artınca kendini rolüne iyice kaptırmış ve biraz atletik olmasına da güvenerek daldan dala atlamaya başlamış. Fakat bir süre sonra artık en üst dallarına tırmandığı ağacın dalı kırılmış ve Hasan yan taraftaki aslan kafesinin içine düşmüş.
Yere düşmenin şaşkınlığı geçen Hasan elleriyle vücudunu ve ayaklarını kontrol etmiş ve kırık çıkık olmadığını anlayınca derin bir nefes almış. Tam ayağa kalktığında yan tarafında ona bakan aslanı görünce aslan kafesine düştüğünü anlamış ve çok korkmuş. Bu sırada onu izleyen çocuklar da durumun vahameti sebebiyle çığlık atmaya başlamışlar. Hasan da aslanın kendisini yiyeceğinden korktuğundan bağırmaya başlamış ama çocukların çığlıklarından sesini kimseye duyuramamış.
O sırada aslan, yattığı yerden kalkarak Hasan'a doğru yaklaşmış. Hasan aslanın geldiğini görünce daha da korkmuş ve bir yandan bağırırken bir yandan da el kol işaretleriyle dışarıdakilere derdini anlatmaya çalışmış. Ama yine onun bağırdığını fark eden olmamış.
Bu sırada ağır ağır ona doğru yürüyen aslan iyice yaklaşmış ve korkudan kelime-i şehadet getiren Hasan'a doğru eğilmiş ve fısıldayarak konuşmaya başlamış.
-Hasan, oğlum benim, amcan Ahmet. Şimdi hemen bağırıp çağırmayı kes yoksa hem sen işini kaybedeceksin hem de beni işimden edeceksin.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder